30 Mayıs 2013 Perşembe

İlk telefon

                Düşünmeyi öğrendiğim günden beri öleceğim günü bekledim.Düşünmeyi öğrendiğim günden beri Allah'ın varlığına iman ettim başağrımdan kurtulmamın tek yolunun ölümle ulaşacağım vuslat olduğunun bilincindeyim.Halbuki daha 20 yaşında yeni yetme bir körpeyim ama sınavda daha fazla yazacak birşeyi kalmamış teneffüse çıkmayı bekleyen bir öğrenci gibi soluk alacağım vakti toprağın altını gözlemekteyim.

                Biliyorum daha erken.Hayat hakkında hiçbirşey bilmiyorum.Ergenlikten yeni çıkmış onlu yaşlarını yeni bitirmiş daha alın teriyle para kazanmanın ne demek olduğunu bile bilmeyen fikirleri ham düşünceleri yeni küçük bir çocuğum. Bu zamana kadar bana hep olgun hissettirdiler.20 yıllık şu geçmişimde hep başarılı oldum ama hiçbir zaman bir amacım olmadı.Hala da bir amacım yok.Bir heyecanım yok.Her akşam babamın hayata lanet edişiyle günü bitirdiğim için üniversiteyi bitirip çalışmaya da pek hevesim yok.

                İnsanın dünyadaki sınavlarından biri de böyle bir sabır sınavı olabilir.Ölümü beklemek ne kadar değişik bir duygu. Babam bana ilk telefon aldığında sanırım liseye yeni başlamıştım 14-15 yaşındaydım ve telefonumun açılış mesajı "ölüm yakın"dı.İnsan kafayı yememek için sabretmeli.Düşünüyorum da ölümden kurtulmanın, insanın ölüm her aklına geldiğinde aklını kaçırmamasının tek yolu Allah'a inanmak.İnanmayanların hali ne kadar kötü.Her an ölebilirler ve onların inancına göre her an işleri bitebilir.Ölümün ne zaman geleceğini bilmiyorlar ve hiçbir amaçları yok.Nasıl kafayı yemiyorlar hayret ediyorum.Neden yaşıyoruz sorusunun cevabını veremeyen bir insan nasıl yaşar onu da anlamıyorum.

                20 yaşındayım ve Türkiye istatistiklerine göre ortalama yaşarsam 52 yıl daha ömrüm var.15 yaşından sonra doğru düzgün düşünebilmeye başlayıp hatırlayabildiğime göre bu dünyaya sabrettiğimin 10 katı kadar daha sabretmek durumundayım.Allah'ım bana biraz dünya sevgisi ver ki bu 50 yıl içinde sonunu düşünerek ve isteyerek yaptığım tek şey namaz ve oruç olmasın.

                Düşünmek insanlığın en büyük belirtisi ve en büyük işkencesi.İnsanlar sürekli düşünmemeyi sağlamak için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.Alkol, uyuşturucu bu çabanın maddi sonuçları ama insanları uyuşturmanın başka yolları da var.

                Günde kaç saat televizyon izliyoruz ki.Biliyorum biliyorum hiçbiriniz izlemiyorsunuz sadece internetten birkaç dizi takip ediyorsunuz siz üstünüze alınmayın ben benim gibi izleyenlere söylüyorum.Bir insan neden ülkemdeki hiçbir amacı olmayan insanların katıldığı üç saat içinde koşa koşa alışveriş yaptırarak tüketim çılgınlığını komik bir biçimde gözler önüne seren, bunun sonunda da aldığı kıyafet asla hiçbir zaman beğenilmeyen insanların birbirlerine sövdüğü bir programı izler ki.Betimden anladığınız kadarıyla bende izledim.Biliyorum.Uyuşmamız gerekiyor.

                İnsanlar neden 14-15 saat uyanık kaldıkları çok değerli bir gün içinde en az 2-3 saatlerini hadi benn evlenmeye geldim diye çıkıp gelen; evli, arabalı, yakışıklı en az 2.500 lira maaşlı, ne istediğini bilen (o da ne demekse artık) ruh eşini arayan saçma sapan insanların insafsızca birbirlerini yargıladıkları onbinlerce kişinin gözetlemesi altında ben seni beğenmedim derken ki mahcubiyetlerini, o dünyanın belki de en rezil anından sonra da sunucu kadının göbek atmasını izler ki.Hayır hayır insanlara kesinlikle düşünmek fazla geliyor.

                Eğer bu yazıyı sonuna kadar okuyan birisi varsa teşekkür ederim.Muhtemelen ya boş kalmıştır ya da benden bir şeyler bekliyordur ki sonuna kadar okumuştur.Kusura bakma okuyucu sadece yapacak daha iyi bir işim yoktu.Yazmak güzel şey.Konsere gidip fotoğraf, video falan çekmekten konserin keyfini alamazsın ya bu da onun tam tersi işte.Tutanak tutmadan ne yaşadığının çok da farkında değilsin...Yeteri kadar uzattım.Gözlerinden öperim okuyucu.

                 

                 


                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder